Bir Annenin Feryadı
01 Mayıs 2014

Bir Annenin Feryadı

Son zamanlarda sayısı artan çocuk kaçırma ve katletme olaylarına maalesef bir yensi daha eklendi. Adana’nın Seyhan ilçesinde Gizem Akdeniz kızımız, akrabası olan 25 yaşındaki Süleyman Akdeniz tarafından işkence edilerek katledildi. Bir insanı özellikle bu yaştaki masum bir çocuğu işkence ederek öldüren kimsenin vakıasını anlamakta zorlanmamak elde değil. Nasıl bir ruh hali nasıl bir psikoloji.

Bu olaylara sıkça şahit oluyoruz ve maalesef olmaya da devam edeceğiz. Bunun birçok sebeplerini sıralamak mümkün ancak insanların bu hale gelmesinin ana sebebi elbette üzerlerine tatbik edilen nizamların kaynağıdır. İnsanlar arasındaki ilişkilerde oluşan problemlerin çözümünü insanlar bizzat kendileri yapmaktadır. İnsanı eğitmek yine insanların belirlediği müfredata göre olmaktadır. Ahlâk olgusu yine esasında yaratıcıyı inkâr eden hümanist temelli bakış açısından fışkıran fikirler üzerine bina edilmeye çalışılmaktadır. Yani hayatın her alanında kanun koyan ve hayatı şekillendiren bizatihi insanın kendisidir.

Bütün bunlara rağmen ve hatta insanoğlunun binlerce yıllık kanun koyma tecrübesine rağmen bu beşer kanunları evladı katledilen bir annenin acısını dindirmeye güç yetirememektedir. Gizemin annesinin feryadı bizlere insanoğlunun koyduğu nizamların ne denli basit, çürük ve insan fıtratına aykırı olduğunu gözler önüne sermek için yeterlidir. Hatice hanım şöyle sesleniyor “Ona içeride bir yudum su vermesinler. İçeride yaşatmasınlar onu. Assınlar, onun da canına aynı acıları katsınlar. Katsınlar ki başka Gizemler ölmesin. Ben bu acımı tarif edemiyorum. Onun içeride kalması sadece bana acı veriyor. Başka da bir şey vermiyor.”

Hatice hanımın bu feryadı yüreğinden gelen ve katışıksız saf bir sestir. Bu saf sese sadece yaratıcıdan gelen nizam karşılık verebilmektedir. Çünkü yaratıcıdan gelen nizam bütün meselelere insan fıtratına muvafık çözümler getirdiği gibi bu meseleyi de çözmüştür. Evladı katledilmeyenler Hatice hanımın feryadını anlayamaz. Yıllarca biriktirdiği birikimini hırsıza kaptırmayanlar bu mağduriyeti hissedemez. Allah’ın kanunları tatbik edilmediği sürece bu annelerin ciğerlerini soğumayacaktır. Daha önemlisi, yaratıcıdan gelen nizamın gölgesinde yetişmeyen insanların içinden bu vahşi cinayetleri işleyenlerin çıkması engellenemeyecektir.

Ey bu beşer kanunlarını koyan ve savunuculuğunu yapan yöneticiler. Tüm bu Müslümanların üzerlerinizdeki haklarını nasıl vereceksiniz ve Kıyamet Günü o çetin hesaptan nasıl kurtulacaksınız. Biliniz ki Müslümanların sizler üzerindeki en büyük hakları yöneticiler olarak sizlerin Allah’ın kanunlarını onlara kâmilen uygulamanızdır. Sizlerin, İslâm Ümmeti’nin ve hatta tüm insanlığın kurtuluşu ancak İslâm’dadır. Bunu idrak etmek için daha ne gibi musibetler gerekecektir.