Köklü Değişim Kadın Kolları’ndan Diyarbakır’da Panel: "Hiç Şikayet Etmeyin, Bu Gençlik Sizin Eseriniz!"
26 Eylül 2022

Köklü Değişim Kadın Kolları’ndan Diyarbakır’da Panel: "Hiç Şikayet Etmeyin, Bu Gençlik Sizin Eseriniz!"

Kökü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Kadın Kolları, “Savrulan Gençlik” kampanyası kapsamında Diyarbakır’da "Hiç Şikayet Etmeyin, Bu Gençlik Sizin Eseriniz!" başlıklı bir panel düzenledi.

Köklü Değişim Kadın Kolları Diyarbakır Temsilciliği’nin düzenlediği panel, Bahar Afşar’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kur’an tilavetinin ardından ilk panelist Hatice Sana konuşmasında gençliğin İslam dinindeki ehemmiyetine vurguladıktan sonra; "Dinden neşet eden her şeyi köhne ve kötü kabul eden, bu ön kabulle dinin hayattaki tüm etkisini silmeye odaklanan genç Türkiye, 10. Yılında yazdığı bir marşla, her yaştan 15 milyon genci ‘yarattığını’” söyleyerek övündüğüne dikkat çekti.

Panelde, gençliğin sahip olması gereken hususiyetler, İslamiyet, vatandaşlık ve ulus kavramlarına ait bilgilerin yer aldığı, Mustafa Kemal’in manevi kızı Afet İnan’dan yazmasını istediği ve okullarda okutulmasını vasiyet ettiği Medeni Bilgiler kitabının okullarda ders kitabı olarak uzun yıllar okutulduğuna yer verildi. Afet İnan’ın kitap içeriğinin Mustafa Kemal’in düşüncelerini tam olarak yansıttığını ifade ettiğine işaret edildi.

Panelist Hatice Sana, konuşmasına şöyle devam etti:

Kitapta ahlâk ve değerler, dinsel kaynaklarından koparılarak dünyevileştirilmiş ve millileştirilmişti. Söz konusu millîleştirme işlemi, ahlâkî, seküler bir kutsallıkla buluşturulmuştu.

Başka bir anlatımla milli his, dini hissin yerine geçerek bir karşı kutsallık alanı oluşturulmuştu. Bu hissin sağlanmasında ise ordu, aile, okul temel görevliler olarak seçilir ve toplumun her alanında bu hissin oluşturulması için ‘milli terbiye’ yolunda gidilmesi gerekliliği vurgulanmış din birliğinin, ulus oluşumundaki rolü kabul edilmemişti. Cumhuriyetin bu ilk döneminde şiddeti bariz şekilde hissedilen devrimler, dinin dünyevileştirilmesi ve katı milliyetçilik anlayışı, neticede doğusundan ve batısından bihaber, dünyadan kopmuş, inançsız bir gençliğin oluşması için gereken tüm şartların oluşmasına zemin hazırlandı.

Sana, ayrıca "Gençlikle ilgili ana meselelerin, itikadî olduğu kadar, eğitim müfredatı, hukukî muameleler, çevresel baskın faktörler (yabancı fikirler, popüler kültür) olduğunu, bu dinamikleri var eden ana düşünceninse seküler ve demokratik dünya görüşü olduğunu, laik ve demokratik düzen değişmedikçe ve yerine insan ihtiyaçlarını fıtratına uygun şekilde karşılayacak ve onu koruyacak İslam ideolojisi konulmadığı sürece sonucun değişmesini beklemek mümkün olmadığını" vurguladı.

İkinci panelist Seher Kılıç ise; "Mevcut sistem ekini ve nesli yani gençleri ifsat etti. Lakin bizler bütün bu olumsuzluklar karşısında karamsar ve umutsuz değiliz. Çünkü biz Müslümanız. Bizim fikirlerimiz beşeri değil vahye dayalıdır. Yeryüzünde İslam’ı tekrar hayat sahnesine getirmek için çalışan milyonlarca Müslüman genç var. Çünkü bu dava Nebi ve Rasüllerden bize miras kaldı. Yine rabbimizin vaadi, nebimizin de müjdesi var. Günümüzün Müslüman gençleri de tıpkı ilk nesil genç sahabeler gibi vahye sarıldıkları oranda aynı başarıları bize göstermektedir. İslam’ı fikri liderlik olarak algılayan gençlerimizin sayısı artıkça vadedilen ve müjdesi verilen ikinci Raşidî Hilafet’e ulaşağız biiznillah” temennisinde bulundu.

Asr-ı Saadet gençliğinden örneklerin de verildiği panel duayla sonlandırıldı.

#SavrulanGençlik