Filistin’e İhanet Resminde Dışişleri Bakan Yardımcısı da Var
23 Eylül 2021

Filistin’e İhanet Resminde Dışişleri Bakan Yardımcısı da Var

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) ile Ortadoks Yahudi Ticaret Odası’nın yayınladığı deklarasyona tepkiler üzerine, TASC imzasını geri çekti. Filistin’e ihanet diye adlandırılan deklarasyona imza atıldıktan sonra çekilen fotoğrafta Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran da yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM 76. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" konferansını düzenleyen Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi, Ortadoks Yahudi Ticaret Odası ile ortak bir deklerasyon yayınladı. Deklerasyon'un 4'üncü ve 5'inci maddesine tepkiler yükseldi.

AK Parti hükümeti tarafından Amerika’da yaşayan Türklere yönelik faaliyetleri koordine etmek üzere kurulan TASC, gelen tepkiler üzerine deklarasyondan imzasını çekti.

Deklarasyanda Neler Var?

Türk - Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) ve Ortodoks Yahudi Ticaret Odası’nın imzaladığı deklarasyonu şu şekilde:

19 Eylül 2021 tarihinde, New York'ta düzenlenen Türkiye ve Amerikan Başkanlığı etkinliğinde Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) ve Ortodoks Yahudi Ticaret Odası (OJC), ortak değerlere ve dayanışmaya dayalı bir ittifak oluşturma ve ortak çeşitlilikte işbirliği ve Türk Amerikalıların ve Yahudi Amerikalıların iyiliğine ve anavatanımızı ve Amerika Birleşik Devletleri'ni ve anavatanımız ‘İsrail’i ve Türkiye'yi desteklemek için bir anlaşmaya varmıştır.

1- Kültürel, dini, eğitimsel ve sosyal alışverişi geliştirmek için tasarlanmış programlarla ilgili miras topluluklarımız arasındaki ilişkileri güçlendirmek.

2- Ön yargı ve nefretin her türlüsüne, antisemitizme, İslamofobia ve Türk düşmanlığına karşıdır. Hoşgörünün ötesinde karşılıklı takdir ve saygıya dayalı insandan insana ilişkiler kurun.

3- ABD, ‘İsrail’ ve Türkiye arasındaki ticareti ve iş ilişkilerini teşvik etmek gerekir.

4- ‘İsrail’ ve Türkiye’yi hedef alan çeşitli yaptırımlara karşı çıkın, çünkü BDS (Boykot-tecrit-yaptırım) aşırılığı cesaretlendiriyor ve BDS temsil ettiğini iddia ettiği insanlara zarar veriyor.

5- Abraham (İbrahim) Anlaşmaları gibi girişimler yoluyla bölgesel barışı, refahı ve güvenliği destekleyin.

6- Amerika, ‘İsrail’ ve Türkiye’yi hedef alan her türlü radikalizm, şiddet içeren aşırılık ve terörizme karşı çıkın.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’ın TASC Eş Başkanı Günay Evinch ve Ortodoks Yahudi Ticaret Odası başkanıyla birlikte olduğu resimle kamuoyuna duyurduğu söz konusu deklarasyonda “İsrail” ve bazı Arap ülkeleriyle geçen yıl imzalanan İbrahim Anlaşması’na tam destek verildiği belirtiliyordu. Oysa Dışişleri Bakanlığı, sözkonusu anlaşmayı ve imzalayan Arap liderlerini “Filistin Davasına ihanet” ile suçlayan bir açıklama yapmıştı.

İbrahim (Abraham) Anlaşmaları

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Sudan ve Fas, “İsrail” ile ilişkileri normalleştirme kapsamında, 15 Eylül 2020’de İbrahim Anlaşmaları’nı imzalamış, Dışişleri Bakanlığı da BAE’yi ABD planı üzerinden gizli hesaplar yapmaya çalışmakla suçlamış, bu şekilde Filistin’in iradesini de yok saydığını savunmuştu.

Dışişleri, BAE’nin ‘Filistin davasına ihanet ettiğini’ belirtmişti. ABD eski başkanı Donald Trump ile damadı ve başdanışmanı Jared Kushner’in öncülüğünde, Beyaz Saray’da “İsrail” ile Birleşik Arap Emirlikleri ile “Barış ve diplomatik ilişkilerin kurulması”, Bahreyn ile ‘tam diplomatik ilişki’ anlaşmaları 15 Eylül’de gerçekleşti. Bu anlaşmalara Trump, Müslümanların ve Yahudilerin kutsal kabul ettiği Hz. İbrahim’in adının yer aldığı “İbrahim Anlaşmaları” adını verdi.

Arap dünyasında 1977’de Mısır ve 1994’de Ürdün ile kurulan diplomatik ilişkilerden sonra, 2020 yılında Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, işgalci varlık “İsrail”i devlet olarak tanıdı.

Dışişleri Geçen Sene Anlaşmayı İmzalayan BAE’yi Riyakarlıkla Suçlayıp, Anlaşmayı da “Filistin Davasına İhanet” Olarak Nitelendirmişti

Dışişleri Bakanlığı, BAE ile “İsrail” arasında imzalanan “İbrahim Anlaşmaları” üzerine 14.08.2020 tarihinde yaptığı açıklamada "Filistin davasına ihanet eden Birleşik Arap Emirlikleri'nin riyakar davranışını bölge halklarının vicdanı asla affetmeyecektir" demişti.

Açıklama şöyle:

ABD, ‘İsrail’ ve BAE tarafından açıklanan ve ‘İsrail’-BAE ilişkilerinin bütünüyle normalleştirilmesini öngören ortak bildiriye ilişkin olarak Filistin halkı ve Yönetimi tarafından gösterilen güçlü ve müşterek tepkiyi haklı buluyoruz.

2002 yılında Suudi Arabistan öncülüğünde Arap Ligi tarafından geliştirilen ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nca da desteklenen Arap Barış Planı’nın BAE tarafından tek yanlı bir tasarrufla ortadan kaldırılmaya çalışılması son derece endişe vericidir.

Hal böyle iken, sözkonusu üçlü bildiriyi Filistin davasına destek olarak takdim etmenin hiçbir inandırıcılığı yoktur.

Zaten ölü doğan ve hiçbir geçerliliği olmayan ABD planı üzerinden gizli hesaplar yapmaya çalışan BAE, bu şekilde Filistin'in iradesini de yok saymaktadır.

BAE liderliğinin Filistin halkının ve Yönetiminin rızası hilafına Filistin adına ‘İsrail’le müzakereler yürütme ve Filistin açısından hayati önem taşıyan konularda taviz verme yetkisi hiç bir şekilde yoktur.

Kendi dar çıkarları uğruna Filistin davasına ihanet ederken, bunu adeta Filistin için yapılan bir özveri gibi takdim etmeye çalışan BAE'nin bu riyakar davranışını tarih de, bölge halklarının vicdanı da unutmayacak ve asla affetmeyecektir.”