Doğu Türkistanlı Müslümanların Çilesi Bitmek Bilmiyor
08 Aralık 2018

Doğu Türkistanlı Müslümanların Çilesi Bitmek Bilmiyor

Köklü Değişim Medya, Ajanslar

Doğu Türkistanlı Müslümanların çileleri bitmek bilmiyor; ne Çin zulmü altındaki Doğu Türkistan’da ne de mülteci olarak geldikleri Türkiye’de… Türkiye’de mülteci konumundaki kimi isimler, Geri Gönderme Merkezlerinde bekletiliyor. Çünkü Çin Hükümeti birtakım gerekçe ve siyasi, ekonomik anlaşmalarla bu isimlerin pazarlık konusu olmasını sağlıyor. Türkiye Hükümetinin özellikle Özbek, Kırgız, Çeçen ve Uygur Müslüman muhacirleri böylesi bir pazarlıkta söz konusu etmesi, başta bu muhacir kardeşlerimiz olmak üzere tüm Müslümanların yüreğini dağlıyor.

2002’den beri mülteci statüsü ile Türkiye’de yaşıyor iken, 31 Ağustos 2016’te gözaltına alınan Abdulkadir Yapçan hakkında Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri’nin Çin’e veya bir başka üçüncü ülkeye gönderilemeyeceği yolundaki kararı ile İstanbul Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği beraat ve tutukluluk halinin sona erdirilmesi hükümlerine rağmen Yapçan, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Kırklareli Geri Gönderme Merkezi’nde tutulmaya devam ediliyor.

Gözaltı durumunun ortadan kaldırılması için girişimlerde bulunan Abdulkadir Yapçan’ın avukatı Av. İbrahim Engin, Anayasa Mahkemesi’ne serbest bırakılması talebi ile ikinci bir dava açmış ve hakkındaki idari tedbirin iptal edilmesini, Abdulkadir Yapçan’ın sağlık sorunlarının dikkate alınarak serbest bırakılmasını talep etmişti.

Anayasa Mahkemesi 21.12.2016 tarihinde açılan dava ile ilgili bir ara karara varmış ve Abdulkadir Yapçan’ın Kırklareli Geri Gönderme Merkezi’nde sağlık durumu dikkate alınmaksızın tutulması ve mevcut tutulma şartları nedeniyle yaşamı ve maddi veya manevi bütünlüğünün tehlike altında olduğu belirtilerek tedbiren tahliyesine karar verilmesini talep etmişti. Fakat buna rağmen 2 yıldır serbest bırakılmayan Yapçan’ın sağlığından endişe ediliyor.

İşgalci Çin, baskı ve zulümden kaçan Abdulkadir Yapçan’ı 20 yıldır takip ederek tekrar kendisine iade edilmesi için baskılarını sürdürmekte ve ekonomik gücünden doğan siyasi ve diplomatik baskısını sonuna kadar kullanmakta.

Öte yandan 1990 yılında Çin tarafından "bölücülük" suçlamasıyla tutuklanan ve o tarihten bu yana hapishanede tutulan Doğu Türkistanlı ilim adamı Abdulkerim Abdulveli (Kirem Qari), geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetti.

Konuyla ilgili açıklama yapan Doğu Türkistan Maarif Derneği Başkanı Hidayet Oğuzhan, Abdulveli'nin 1990 yılında çeşitli suçlamalarla 12 yıllık cezaya çarptırıldığını, daha sonra bu cezasının bitişi üzerine cezasının tekrar uzatıldığını ve tek kişilik hücrede tutulduğunu belirtti. Oğuzhan, bölgede etkin bir âlim olan Abdulveli'nin vefatı dolayısıyla başsağlığı diledi.

Abdulveli'nin hapsedilmesi konusunun İnsan Hakları İzleme Örgütü, BM İnsan Hakları Komisyonu toplantılarında ve İslam işbirliği Teşkilatı gibi platformlarda gündeme getirildiğini belirten Oğuzhan, Uluslararası Af Örgütü'nün de 2014 yılının Nisan ayını Abdulkerim Abdulveli ayı ilan ettiğini söyledi.

Abdulveli'nin ölümünün İsveç'te yaşayan kardeşi tarafından da doğrulandığı bildirildi. Son 2 sene içerisinde Çin hapishanelerinde yaşamını yitiren Doğu Türkistanlı beşinci ilim adamı olan Abdulveli'den önce Abdulhamid Damolla, Abdulahad Mahdum, Muhammed Salih Damolla ve Abdurreşid Hacim adlı âlimler de aynı şekilde yaşamlarını yitirmişti.

Dünya’nın Doğu Türkistanlı Müslümanlara yapılan Çin zulmünün görmezden geldiği böyle bir atmosferde, İstanbul’dan Ankara’ya yürüyen Erşidin Erkin gibi kimileri de kendi imkânlarıyla bu zulme dikkat çekmeye çalışıyor.

İlgili haber: DOĞU TÜRKİSTAN İÇİN “İSTANBUL-ANKARA” YOLUNDA

Köklü Değişim Medya olarak telefonla ulaştığımız Erşidin Erkin (34) kendisiyle yaptığımız kısa röportajda “Doğu Türkistan’da büyük bir zulüm yaşandığını, ailesinin büyük çoğunluğunun Çin hapislerinde tutulduğunu ifade eden Erkin, “bu yürüyüşle Doğu Türkistan’da yaşananların kamuoyu olmasını, çekilen acılara bir çare bulunması gerektiğini”,Çin yönetiminin Müslümanların evlerine erkek ajanlar yerleştirdiğini, Müslüman kadınların, kızların mahreminin kalmadığını, Müslümanları namuslarına sahip çıkması gerektiğini”, “Uygurlu Müslümanların sistematik bir şekilde yok edildiğini, Çin cezaevlerinin Uygurlu Müslümanlarla dolu olduğunu” söylemişti.

Ayrıca, “Doğu Türkistan’da yaşananların sadece kendilerinin sorunu olmadığını, Türküyle, Kürdüyle, Azerisiyle, Arabıyla bütün Müslümanların ortak sorunu olduğunu, Uygurlu Müslümanlara sahip çıkılması gerektiğini” de dile getirmişti.

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar da Doğu Türkistan’da yaşanan insanlık suçuna dikkat çekmek ve Erşidin Erkin’in yürüyüşüne destek vermek amacıyla Twitter hesabından şöyle bir paylaşımda bulundu:

Biri ölüyor
Biri yürüyor
Abdulkerim Abdulweli: 1996'lı yıllardan beri Çin'de tek başına bir hücrede yaşadı öldü.
Erşidin Erkin: Ailesi ile Çin zulmüne maruz kaldı şimdi İST'dan Ankara'ya sesini duyurmak için yürüyor.
Dedim ya biri ölüyor biri yürüyor birileri de sadece izliyor! pic.twitter.com/whDISE1vpw

— Mahmut KAR (@mk_mahmutkar)