ABD Dünyanın En Borçlu Devleti
14 Ağustos 2018

ABD Dünyanın En Borçlu Devleti

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

ABD’nin 20 trilyon dolar borçla dünyanın 68 trilyon dolarlık toplam borcunun neredeyse yüzde 30’una yakın borcu olduğu kamuoyundan gizleniyor.

Türkiye, halihazırda yüksek cari açık ve dış finansman ihtiyacı dolayısıyla Kırılgan Beşli adı verilen grupta yer alıyor.

Kırılgan Beşli tanımı ilk defa ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley'nin 2013 yılının Ağustos ayında yayımladığı raporunda yer aldı.

Türkiye, Hindistan, Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika'nın Kırılgan Beşli'de o dönemde yer almasının nedenleri, bu ülkelerin yüksek cari açık oranları, yüksek enflasyon oranları ve büyüme performanslarındaki düşüş gösteriliyordu.

2017 yılının Kasım ayında ise Standard&Poor's (S&P) yeni bir Kırılgan Beşli listesi açıkladı.

Türkiye, Arjantin, Pakistan, Mısır ve Katar'dan oluşan yeni listede eski Kırılgan Beşli'den bir tek Türkiye yerini korudu.

Kurum, en büyük ticari dış borca sahip 20 ülkeyi değerlendirerek bu listeyi hazırladığını aktarıyor.

Ancak ABD’nin 20 trilyon dolar borçla dünyanın en borçlu ülkesi olmasına rağmen, dünya ülkelerinin 68 trilyon dolarlık toplam borcunun neredeyse yüzde 30’una yakın borcu olduğu gizleniyor.

ABD Hem Karşılıksız Para Basıyor, Hem Eşkiyalık Yapıyor

Herhangi bir ülkenin Merkez Bankasının para basabilmesi için hazinede, bastığı para karşılığı kadar altına sahip olması gerekir. Ülkelerin istedikleri kadar serbestçe ve sınırsızca para basamıyor oluşunun temel sebebi budur.

Şu anda olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de 1971 yılına kadar sahip olduğu altın karşılığında para basıyordu. Fakat aynı tarihte bu uygulamadan tamamen vazgeçti.

Ülke yıllardır karşılıksız para bastı ve basmaya da devam ediyor. Peki, bu nasıl mümkün olabiliyor?

Altına dayalı bir dolar, dış ticaret açığı hızla büyüyen ABD için önemli bir sorundu. 70’li yıllarda henüz dolar altına endeksliyken dönemin ABD Başkanı Richard Nixon bir sorunu çözmeye çalışıyordu.

ABD’nin sahip olduğu altının büyük ve önemli bir kısmı ülke dışına çıkıyordu.

Altın Neden ABD’yi Terk Ediyordu?

Altının ABD’yi terk etmesinin nedeni, problemin temeline dönülerek bulundu. ABD'nin dış ticaret açığı hızla büyüyordu. Yani, ülke ulus olarak ürettiğinden fazlasını tüketiyordu.

O dönem ABD, çok fazla Avrupa ve Japon malı aldığı için onlara sattığı ürünlerle onlardan aldığı ürünler arasındaki fark altınla tahsil ediliyordu.

Zira o dönemde ülkenin parası dolar, hâlâ altına dayalı bir paraydı.

Başkan Richard Nixon bu problemi çözmek için 1971 senesinde doları bir varlık olmaktan çıkararak bir yükümlülük, bir borç senedi haline dönüştürdü.

Bu tarihten sonra altın karşılığı olmasa dahi ülkenin sınırsızca para basması mümkün oldu.

Lakin her şey parayı bir varlık olmaktan çıkartmak ve sınırsızca basabilmek kadar kolay ve tozpembe değil.

Günümüzde ABD’nin dış ticaret açığı son derece yüksek ve dünyaya ödemekle yükümlü olduğu borç senetlerinin miktarı da oldukça fazla.

ABD’nin Karşılıksız Para Basması, Tıpkı Karşılıksız Çek Yazmak Gibi

ABD’nin istediği kadar para basmış olması, 1971’deki problemi ancak geçici olarak çözebildi. 1971’de yaşanan bu değişim sonrasında çok daha fazla problem ortaya çıktı.

Son yıllarda ABD kendi içerisinde doların tekrar altına dayalı bir para olup olmaması gerektiğini tartışıyor. Bir taraf altın standardına dönülmesi gerektiğini bir diğer taraf da bu fikrin doğru olmadığını savunuyor.

Başkanlık seçimlerinde büyük umut vadeden Cumhuriyetçi Partiden aday Ted Cruz da altına dayalı bir para fikrini savunuyordu.

Aslında sayıları hızla artan Cumhuriyetçilerin büyük kısmı bu fikri savunuyor ki onlardan biri de şu anda Başkanlık koltuğunda oturan Donald Trump.

Sonuç olarak, 1971 senesinde dolarda yaşanan değişim o dönemde bir çözüm olsa da günümüzde hem ABD hem de diğer dünya ülkeleri için önemli bir sorun olmaya başladı.

ABD Trump ile karşılıksız para basıp her şeyi satın almaya ve dünyayı karıştırmaya devam ediyor ama bunun bedelini ödemeye de yaklaşıyor.