Ya Kapitalizmin Gemisiyle Zillet Ya Da İslâm’ın Gemisiyle İzzet!
28 Mart 2020

Ya Kapitalizmin Gemisiyle Zillet Ya Da İslâm’ın Gemisiyle İzzet!

وَهِيَ تَجْر۪ي بِهِمْ ف۪ي مَوْجٍ كَالْجِبَالِ وَنَادٰى نُوحٌۨ ابْنَهُ وَكَانَ ف۪ي مَعْزِلٍ يَا بُنَيَّ ارْكَبْۭۗ مَعَنَا وَلَا تَكُنْ مَعَ الْكَافِر۪ينَ قَالَ سَآوِي إِلَىٰ جَبَلٍ يَعْصِمُنِي مِنَ الْمَاءِ ۚ قَالَ لَا عَاصِمَ الْيَوْمَ مِنْ أَمْرِ اللَّهِ إِلَّا مَنْ رَحِمَ ۚ وَحَالَبَيْنَهُمَا الْمَوْجُ فَكَانَ مِنَ الْمُغْرَقِينَ

“Gemi, dağlar gibi dalgalar içinde onları götürürken, Nuh, bir kenarda ayrı kalmış olan oğluna ‘Ey oğulcuğum! Bizimle beraber gel, kâfirlerle birlik olma’ diye seslendi. (Oğlu) Dedi ki: ‘Ben bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur.’ Dedi ki: ‘Bugün Allah’ın emrinden, esirgeyen olandan (Allah’tan) başka bir koruyucu yoktur.’ Ve ikisinin arasına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.” [Hud 42-43]

Allah Azze ve Celle bu ve buna benzer ayetlerde akledenler için büyük ibretler olduğunu beyan ederek özelde biz iman edenlerin ve genelde tüm insanoğlunun dersler çıkarmasını murat etmiştir. Özellikle de içinden geçtiğimiz şu günlerde…

Küresel kapitalist sistem ömrünün son demlerini yaşarken toplumlara büyük acılar yaşattı ve hâlen de yaşatmaya devam ediyor. Tüm insanlığı büyük bir felakete sürüklüyor. Özellikle Hilâfet’in yıkılması ve uygulamalarıyla bütün bir insanlığa hayat veren hükümlerinin kaldırılmasıyla, üretilen mal ve hizmetleri adil bir şekilde dağıtan ve bu şekilde de fakirliği ve sefaleti ortadan kaldıran İslâm’ın iktisat nizamının ortadan kaldırılmasıyla beraber, 1929 yılında önce Amerika’da başlayan ve kısa sürede tüm dünyayı esaret altına alan büyük küresel mali kriz, toplumlarda büyük sosyo-ekonomik tahribatlar meydana getirmiştir. Yine aynı şekilde 2008 yılında meydana gelen küresel mali kriz de toplumlar üzerinde ona yakın bir tahribat meydana getirdi.

1989 yılında ABD’li Siyaset Bilimci Francis Fukuyama kaleme aldığı “Tarihin Sonu” isimli makalesinde yer alan “dünya kapitalist sistemle son bulacak” öngörüsü şu an itibariyle tarihin çöplüğünde yer almaya başlamıştır. Fukuyama makalesinde, Soğuk Savaş’ın sonunda, insanlığın ideolojik anlamda mükemmele ulaşmış noktası olan Batı’nın ekonomik ve siyasal düzeninin yani kapitalizm ve demokrasinin kesin olarak galip geldiğini ve tarihin sona erdiğini iddia ediyordu. Fukuyama’ya göre tarihsel olaylar elbette devam edecekti ancak temel çatışma bitmişti ve dünyayı Batı liberalizmi yönetecekti. Yani bundan sonra artık ancak Batı ekonomik ve liberal sisteminin içinden alternatif ekonomik ve siyasal sistemler çıkacaktı ama dışından çıkıp da Batı sistemine alternatif oluşturamayacaktı.

Az önce de beyan ettiğim Fukuyama’nın bu öngörüsü aslında yıllar önce iflas etmesine ve çökmesine rağmen, özellikle de bugünlerde Koronavirüs dalgasının tüm dünyayı sarması ile beraber daha belirgin bir hâle gelmiştir. Artık dünya yeni bir ekonomik ve siyasal düzene muhtaçtır. Kapitalizm iflas etmiş, kendi doğası gereği krizler üretmiş ve dünyayı yönetemez duruma gelmiştir. Artık toplumlar kapitalist sistemin yarardan daha ziyade zarar verdiğine inanır hâldedir. Son Davos Zirvesi öncesi kapitalizmin nasıl algılandığına dair bir araştırma yayımlandı. 28 ülkede yapılan araştırma insanların büyük çoğunluğunun kapitalizmin zararlı olduğuna inandığını ortaya koydu.

Edelman Trust Barometer adlı kuruluşun ABD, Fransa, Çin ve Rusya dâhil 28 ülkede 34 bin kişiyle yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 56’sı “Bugün var olan kapitalizm formunun dünyaya faydadan çok zarar getirdiğini” söyledi. Araştırma, ilk kez 1989’da yayımladığı makalede, Soğuk Savaş’ın sonunda SSCB’nin dağılmasıyla kapitalizmin zafer kazandığını, bunun da “tarihin sonu” anlamına geldiğini iddia eden, Siyaset Bilimci Francis Fukuyama’nın “Tarihin Sonu” diye anılan tezindeki teoriyi test etmek amacıyla 2000 yılında başlatıldı.
Araştırmaya göre kapitalizme güvensizlik bakımından Tayland ve Hindistan sırasıyla yüzde 75 ve 74’lük oranla başı çekti. Fransa, yüzde 69’la bu iki ülkeyi takip etti. Asya, Avrupa, Körfez, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde de çoğunluk bu yönde düşünürken; sadece Avustralya, Kanada, ABD, Güney Kore, Hong Kong ve Japonya’da kapitalizmin zarar verdiği fikri azınlıkta kaldı.

Özellikle son zamanlarda yapılan bu tür anketlerde ister az olsun ister çok olsun bütün bir insanlığın artık kapitalizmden memnun olmadığı ortaya çıkmıştır. İnsanlık artık çok net bir şekilde kapitalizmin kendilerini sömürdüğünü, açlık, yoksulluk ve sefalete sürüklediğini düşünüyor. Zaten bunları anlamamak ve görmemek için bir insanın kör ve sağır olması da yetmez, akli melekelerinin sorunlu olması gerekir.

Koranavirüs nedeniyle tüm dünya küresel ekonomi piyasası allak bullak oldu. Burada ekonomik verilere değinmeyeceğim. Bu başlı başına bir makale konusudur. Fakat bununla beraber ufacık bir virüsün tüm dünya dengelerini alt-üst ettiğinin de altını çizmek istiyorum. Tüm matematiksel hesaplar çöpe gitti. Bu virüs, bütün bir beşeriyete diz çöktürdü. Başta dünyanın süper gücü olan ve yıkılmaz zannedilen ABD ve diğer Avrupa devletlerini hallaç pamuğu gibi dağıtıp attı. Başta borsa olmak üzere kapitalizmin dayandığı sütunlar bir bir çatırdamaya başladı. Kapitalist sistemin ve ideolojisinin bir örümcek yuvası kadar hatta ondan bile zayıf olduğunu gördük. Artık kapitalist sistem ideolojik, beşerî, siyasi, adalet ve diğer toplumsal tüm yönlerden iflas etmiştir.

Bununla beraber kapitalist devletler bu virüsün etkilerinden korunmak, zararı en aza indirgemek, ekonomilerini ve sistemlerini korumak ve daha fazla yara almamak adına birçok ekonomik teşvik paketi açıkladılar. Açıklanan paketler ve bu yönde atılan adımların hiçbiri toplumlarının çıkarlarını korumak adına yapılmadı. Çünkü vahşi kapitalizm için insanların zerre miktar önemi yoktur. Bilakis alınan tüm bu önlemler kapitalist şirketleri ve sermayedarları kurtarmak ve desteklemek adına yapıldı. Yine bu teşvik paketlerinin tamamı sadece batmakta ve yıkılmakta olan kapitalizmi kurtarmak ve ömrünü biraz daha uzatmak adına yapıldı. Ama nafile…

Dünya yeni bir ekonomik ve siyasal bir sisteme gebedir ve şu an onun doğum sancısını çekmektedir. O da insanı, hayatı ve kâinatı yaratan ve bunların yegâne sahibi olan Allah Azze ve Celle’nin tüm insanlar için göndermiş olduğu İslâm’dan başkası değildir.

Ey insanlar, ey Müslümanlar! Bu koronavirüs bir hakikati bizlere bir kez daha göstermiştir ki; artık kapitalizmin gemisi her yerden su almaya başlamış ve batmak üzeredir.

Gelin, hep birlikte bizi kapitalizmin karanlığından İslâm’ın aydınlığına çıkaracak olan Nuh Aleyhi’s Selam’ın gemisine yani İslâm’ın gemisine binelim.

Gelin, İslâm’ı yeniden hayata hâkim kılmak için çalışalım.

Gelin, üzerimize farz olan Râşidî Hilâfet Devleti’ni yeniden kurmak için tüm gücümüzü harcayalım.

Ve böylece bütün bir insanlık, İslâm’ın nuru ile tekrar aydınlanacak ve tarih, İslâm ile son bulacaktır!

Ve, ve böylece helak olmaktan ve boğulmaktan kurtulalım biiznillah…