Suriye Kıyamı Ve Hilafet Devrimi 3. Yılında
15 Mart 2013

Suriye Kıyamı Ve Hilafet Devrimi 3. Yılında

Şam kasabı Esed ve efendilerine karşı başlatılan şanlı Suriye Kıyamı ve Hilafet Devrimi bu gün 3 yılına girecek. Başladığı günden beri 100 binlerce Müslümanın katledilmesine, bir o kadar kayıp ve yaralı olmasına, Esed ve destekçileri işkence ve katliamda sınır tanımamalarına, bütün dünya devletleri, uluslararası kuruluşlar, Müslümanların başındaki yöneticiler, ordular ve halklar bu katliama sessiz kalmalarına rağmen, Suriye halkı ve mücahitler yardımın yalnız ve yalnız Allah Subhanehu ve Teâlâ’dan geleceğine iman etmişlerdir ki, devrimin başından bu yana yaptıkları her amelde bunu açıkça ifade ediyorlar.

Nasıl ki, bir demirci ustası, demirden çekiç yapacağı zaman, demiri güçlü bir ateşte ısıtır, sonra demiri çekiçle döverek şekillendirir. Daha sonra tekrar ısıtır ve döver ve şekillendirir. Demir her ısıtılıp dövüldüğünde sertleşir, şekle girer ve içersindeki tufallar temizlenerek sağlam bir çekiç haline gelir. İşte bunun gibi, Suriye halkı da 3 yıldır, her gün yaşadıkları onca musibete, tepelerine bombalar, füzeler yağmasına, kadınlarının ırzları kirletilmesine, evlatları katledilmesine, bütün kutsalları ayaklar altına alınmasına, açlıkla mücadele etmelerine ve her türlü zorluğa rağmen, inançlarından asla taviz vermediler. Salih amellerden asla geri durmadılar, sabrettiler ve sabrediyorlar.

Musibetle birlikte yaşadıkça Allah Subhanehu ve Teâlâ onları olgunlaştırdı ve pişirdi, onlardaki gücü, kuvveti açığa çıkardı ve inşallah o toplumu Hilafet’in yükünü omuzlarında taşıyacak bir toplum olarak hazırlıyor. Yıllarca Esed’in zindanlarında her türlü işkenceye maruz kalan ve şu anda topluma öncülük ve liderlik yapan mücahitleri Suriye halkı, karşılarında gördüklerinde “sizler daha önce neredeydiniz, böyle insanlar var mıydı içimizde?” diyerek hayranlıklarını ve şaşkınlıklarını açıkça ifade etmişlerdir.

İşte, uzun süren 2 yıllık bu zorlu süreçte, Allah (Subhanehu ve Teâlâ) genelde tüm Müslümanları, özelde de Suriye’li Müslümanları imtihandan geçiriyordu. Öyle ki, Allah (ubhanehu ve Teâlâ yeryüzünün anahtarlarını teslim edeceği, yeryüzünde O’nun adaletini uygulayacak, İslam’ı hayat, devlet ve toplumda tatbik edecek, yeryüzünü küfrün karanlığından İslam’ın nuruyla aydınlatacak, ABD, İngiltere, Fransa, İsrail, Rusya ve diğer sömürgeci kafirlere ve onlara uşaklık eden zalim yöneticilere yıllardır Müslümanlara yaptıklarının ve sömürgeci kafir efendilerinin hizmetinde oluşlarının hesabını soracak ve İslam risaletini aleme davet ve cihad yoluyla taşıyacak olan, RAŞİDİ HİLAFET DEVLETİ’nin yönetimini teslim edeceği toplumu, elbette imtihandan geçirecektir ki, bu suretle saflar siyah ve beyaz gibi apaçık ortaya çıksın. Allah’a halis bir şekilde bağlananlar ile bağlanmayanlar belli olsun. Hilafet’in yönetimine ve sorumluluğuna ehil ve bu yükü omuzlarında taşıyacak toplum belli olsun.

Allah (Subhanehu ve Teâlâ) şöyle buyurdu:وَمَا أَصَابَكُمْ يَوْمَ الْتَقَى الْجَمْعَانِ فَبِإِذْنِ اللّهِ وَلِيَعْلَمَ الْمُؤْمِنِينَ

“İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün başınıza gelenler Allah'ın izniyle ve gerçek iman sahiplerini ortaya çıkarmak içindi.” (Al-i İmran-166)

Bugün Suriye’de sürecin uzaması, her gün yüzlerce Müslüman’ın katledilmesi, bizi üzse de, bu bir imtihandır. Sabredenlerin ortaya çıkarılması operasyonudur. Müslümanlara neredeyse bir asırdır liderlik yapan devletlerin, onların başındaki yöneticilerin, toplumları arkasından sürükleyen kitlelerin, cemaatlerin, onların alimlerinin, hocalarının, velhasıl hepsinin yüzündeki kirli maskelerin düşmesi-düşürülmesi operasyonudur ki; taraflar açıkça ortaya çıksın, saflar, siyah ve beyazın ayrıştığı gibi netleşsin. Dünya, Müslümanlara karşı bir araya gelse de, Allah Subhanehu ve Teâlâ nusretini, bu çağın Ensar’ını göndersin, Müslümanlar küffara öldürücü son darbeyi vursun, ve ümmetin ve insanlığın asırlardır özlemini ve hasretini çektiği, RAŞİDİ HİLAFET ilan edilsin, İslam ümmeti hayırlı, takvalı ve kalkanı olacak Halifeye biat etsin, tekrar dünyanın efendisi konumuna yükselerek parlayan yıldız ve süper güç olsun.

Sonra İslam’ın önündeki maddi engellerin ortadan kaldırılması için cihad ve fetihler başlasın. Rasulullah (allallahu Aleyhi ve Sellem’in vaad ettiği “İslam darının merkezi Şam olacaktır” hakikati gerçekleşsin. Kafirler ve onlara uşaklık edenlerden hesapları bir bir sorulsun. Allah’ın vaadi ve Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdeleri bir bir gerçekleşsin. Roma, Washington, Moskova fethedilsin ve İslam’ın ulaşmadığı tek bir karış toprak dahi kalmasın.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Allah benim için yeryüzünü dürüp göstermiştir. Ben de bu sayede yeryüzünün doğusunu da, batısını da gördüm! Bana gerçekten Cebrail, bu bana gösterilen yerlere kadar ümmetimin mülkünün ulaşacağını haber verip müjdelemiştir."