Klor ve Sarin Gazlarını Bilir misiniz?
05 Nisan 2017

Klor ve Sarin Gazlarını Bilir misiniz?

Klor, VIIA grubunda bulunan hafif, boğucu kokulu, yeşilimsi sarı renkli, tahriş edici ve zehirleyici bir gaz. Havadan 2,5 kat ağır olan klor, ilk zamanlar bir bileşik olarak kabul ediliyordu. Periyodik çizelgenin 7. grubunda öbür halojenlerle birlikte yer alan klorun simgesi Cl, atom numarası 17, atom ağırlığı 35,453'tür. Havadan yaklaşık 2,5 kat ağırdır; suda az çözünür (bir litre suda 2-3 litre klor); "Klor suyu" adı verilen bu çözelti, altını bile etkileyecek güçte bir yükseltgeyicidir.

Klor ve bileşikleri normal şartlarda kâğıt ve dokuma sanayinde ağartma işlemlerinde ve kent içme sularının dezenfekte edilmesinde kullanılır. Ayrıca evlerde kullanılan ağartıcıların, mikrop öldürücülerin, çok sayıda organik ve inorganik maddelerin üretilmesinde yararlanılır. Klorlu eriticilerden, plastik maddelerin, eiastomerlerin (yapay kauçuk) üretiminde yararlanılır. Klor, ilk defa I. Dünya Savaşı'nda Almanya tarafından kimyasal silah olarak kullanılmıştır. Berlin'de açılan bir kimya enstitüsünde üretilmiştir. Klor gazı suyla temas ettiğinde hidroklorik asit ve hipoklorik asit oluşturan bir tepkime gerçekleşir. Bu nedenle göz ve akciğerler gibi vücudun nemli bölgelerini tahriş eder, solunum güçlüğüne, boğazda daralmaya ve akciğer ödemine sebep olur. Litre başına 2,5 miligram klor içeren hava birkaç dakika solunursa ölüme neden olabilir.

Sarin, bir sinir gazıdır. Sarin gazı aşırı zehirli bir sinir ajanıdır, vücuttaki sinir sistemlerinin dengesini bozarak felç meydana getirir. Çok küçük bir damlası bile insanı öldürebilir. 1991'de Birleşmiş Milletler tarafından kitle imha silahları kategorisine alınmıştır. Sarin gazının üretimi ve depolanarak saklanması 1993'te CWC (Kimyasal Silahlar Konvensiyonu) tarafından yasaklanmıştır.

Genellikle görülen etkileri; burun akması, göğsün sıkışması, görüşün zayıflaması, nefes almada güçlük, aşırı terleme, adalelerin kasılması, kusma, gözbebeklerin küçülmesi ve görüşte bulanıklık, sendeleme, şaşkınlık, uyuşukluk, hafıza kaybı, çırpınma, koma, nefesin kesilmesi ve ölümün meydana gelmesidir. 1995'teki Tokyo metrosuna düzenlenen sarin gazlı terör saldırısında gazın etkisinde kalan bazı kişilerde burun ve ağız kanaması semptomları da görülmüştür. Öldürücü dozda alındığında genellikle ölüm 1-10 dakika içinde gerçekleşir.

Bu bilgilere hatta daha fazlasına hemen her yerde ulaşabilirsiniz. Ama bu gazlar ile ilgili somut örnekler, yaşantılar ve tecrübi bilgilere sahip olmak istiyorsanız İdlib’e gitmelisiniz. Hani şu her gördüğünüzde “yine mi Suriyeli?” dediğiniz kardeşlerimizin topraklarına. Halep’in hemen güneyinde, kaşla göz arasında işgalci İran’a teslim edilen Halep’in güneyi… Henüz oradaki acımız dinmeden, sıra İdlib’de mi, diye soruyorduk hani. İşte sırası gelince talan edilen İslam coğrafyalarından biri daha… Acaba oradan sonra sıra nereye gelecek?

İdlib şehrini bilmeyenler için biraz bilgi verelim. Orası da tıpkı Halep gibi stratejik öneme sahip. Kimyasal gazlar açısından oldukça zengin; özellikle de klor ve sarin gazları… Ölümüyle meşhur, ölmeyip de zehirlenenlerin çektiği acılar yüzünden ölüm duaları yaptığı belde. Biliyoruz stratejiler, siyasi yorumlar, konjonktürel açıklamalar, kınamalar, yardım kampanyaları bitmeyecek. Beylik laflar, politik söylemler ve soğukkanlılık çağrısı en iyi yaptığımız şey. Üstelik biber gazına bile dayanamıyorken…

Bizim ülkemizde ‘gaza gelmek’ diye bir tabir vardır. Mesela seçim mitinglerinde alkışlar koparmak, sesler kısılıncaya kadar tezahürat etmek, sloganlar atmak gibi fiiller akla gelir. Suriye’de ise bu tabir çok hoş karşılanmaz çünkü akıllara sadece ölüm gelir.

Yukarıda bileşimini açıkladığımız klor ve sarin gazları ayrıştığında aynı zamanda ihaneti, ikiyüzlülüğü, menfaatperestliği ve korkaklığı ortaya çıkarırlar. Bu gazların en önemli özelliği sadık kişiyi hain olanından, dürüstü yalancıdan, dostu düşmanından ayrıştırmasıdır. Biz istediğimiz herhangi bir şeye kavuşamadan ölürsek “gözlerim açık gider” deriz. İşte İdlib! Bir soluk alma karşılığında soluveren çocukların ‘gözleri açık gitti’. Oysa onlar, bugünün yöneticilerinden kurtarılmayı bekliyorlardı. İstediklerine kavuşamadılar ve gözleri açık gittiler. Ama bilsinler ki, onları asla kurtaramayacak olan bu etkisiz ve yetkisiz yöneticilerden kurtuldular.

Amerikalı yetkililer, İdlib’teki kimyasal saldırının suçlusu olarak Esed’i görüyorlar. BM Fransa’nın isteğiyle bu saldırıyı sadece kınamak için olağanüstü toplanıyorlar. Rusya, “biz bir-iki gündür o bölgeye saldırmıyoruz” diyor. Uluslararası kurum ve kuruluşlar göstermelik de olsa insan haklarından bahsediyorlar. Müslümanların bedenleri üzerinde konuşma ve karar alma hakkı Batı’nın elinde, İslam coğrafyasının yöneticilerinden “gık” çıkmıyor. Bizim yöneticilerimiz, St. Petersburg saldırısı nedeniyle üzüntülerini ifade etmek için aradıkları Rus lider Putin’e laf arasında “yapılan kimyasal saldırılar Astana görüşmelerine zarar verir” diyor. Ya da İdlib’i ne zaman boşaltacakları konusunda görev bekliyorlar. Peki, kanaat önderlerimiz… ‘Evet’ propagandası yapma telaşından fırsat bulurlarsa İncirlik üssünün önem ve ehemmiyetini konuşurlar mı acaba? Ya da Rusya ile ilişkilerimizin meşruiyetini, Astana görüşmelerine gösterdiğimiz sadakati, Esed’siz çözüm olmayacağına nasıl ikna olduğumuzu, vs…

Biliyoruz, onlar işine gelmeyenleri konuşmazlar, en iyisi bilim adamları konuşsun… Klor ve sarin gazlarının nasıl gazlar olduğunu anlatsınlar, doğada hangi halde bulunurlar, içerdikleri elementler, atom numaraları, periyodik cetveldeki yerlerini söylesinler daha iyi. En azından “İsrail” ormanlarındaki yangını söndürmek için gönderdiğimiz itfaiye araçları nasıl oradaki ateşi söndürdüyse, İdlib’in çocuklarının içlerini yakan gazların panzehrini bulsunlar ve vücutlarındaki ateşi söndürmek için ne yapmaları gerektiğine karar versinler.

وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ

“Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. O sadece onları gözlerin dehşetle bakakalacağı güne ertelemektedir.”[1]


[1] İbrahim 42