MAZLUMDER: “AYM Kararı, Kişisel Verilerin Korunması Hakkını Zedelemiştir”
22 Haziran 2021

MAZLUMDER: “AYM Kararı, Kişisel Verilerin Korunması Hakkını Zedelemiştir”

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) kişisel bilgilerin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile paylaşılması kararını onaylamasına tepkiler sürüyor. MAZLUMDER, bu husus hakkında yayınladığı açıklamada, “bu kararın, kişisel verilerle ve özel hayatın gizliliği ile alakalı bir yetki içermekte olup ancak kanunla düzenlenmesi gerekirdi” diyerek tepki gösterdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na tüm kamu kurum ve kuruluşlarından kişisel veri alabilme yetkisi tanımıştı.

24 Temmuz 2018’de çıkarılan cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle İletişim Başkanlığı’na ‘bütün kurumlardan istediği bilgileri alma yetkisi’ verilmişti. Bu işlemin kararname ile değil, kanunla yapılması ve sınırları olması gerektiği hatırlatılıp, itiraz edildi.

MAZLUMDER’in konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:

“ ‘Anayasa Mahkemesi Kararı, Kişisel Verilerin Korunması Hakkını Zedelemiştir’

24 Temmuz 2018’de çıkarılan 14 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile İletişim Başkanlığına, görevleri ile ilgili olarak “gerekli gördüğü bilgileri” bütün kamu kurum ve kuruluşlarından ve diğer gerçek ve tüzel kişilerden doğrudan isteme yetkisi verilmiştir. Ana muhalefet partisi CHP tarafından kararnamenin 17. Maddesinin 2. Fıkrasında yer alan “…gerekli gördüğü bilgileri…” ibaresinin anayasaya aykırılığı iddiası ile açılan dava AYM tarafından anayasaya uygun bulunarak oyçokluğu ile reddedilmiştir.

Gerek iptal başvurusunda gerekse karara muhalif kalan başkan dahil üyelerin karşı oy gerekçelerinde de ifade edildiği üzere temel haklar, kişi hakları ve siyasi haklar CBK ile düzenlenemez. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı da Anayasa’da CBK ile düzenlenemeyeceği öngörülen “yasak alan” kapsamında kalan temel haklar arasındadır.

İtiraza konu düzenleme kişisel verilerle ve özel hayatın gizliliği ile alakalı bir yetki içermekte olup ancak kanunla düzenlenmesi gerekirdi. Kaldı ki kanunla düzenlense dahi temel haklara ve kişi haklarına müdahale içeren düzenlemelerin de belli kriterleri vardır. Kanuni düzenlemelerin ucu açık, öngörülemez ve sınırları belirsiz olmaması, kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem ve denetim mekanizması içermesi gerekir. Bu çerçevede itiraza konu düzenlemenin kişisel verilerin korunması hakkını ve özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği gözetilerek iptal edilmesi gerekirdi.

MAZLUMDER olarak;

- Temel hak ve özgürlüklere ilişkin sınırlamaların ancak kanunla düzenlenebileceğini, bunu aşan düzenlemelerin temel hak ve özgürlükler açısından risk barındırdığını hatırlatırız.

- Temel hak ve özgürlüklere ilişkin kanuni sınırlandırmaların ise açık, belirgin ve öngörülebilir olması ve kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem ve denetim mekanizması içermesi gerektiğini, aksi halde özelde kişisel verilerin korunması hakkının genelde ise özel hayatın gizliliği ilkesinin zedeleneceğini vurgularız.”