İsveç’te Kadın Cinayetleri Tırmanıyor!
06 Mayıs 2021

İsveç’te Kadın Cinayetleri Tırmanıyor!

Ajanslar

Köklü Değişim Medya

İsveç'te sadece son bir ayda 6 kadının öldürülmesi, kadın cinayetlerini ve aile içi şiddet tartışmasını yeniden alevlendirdi.

Cinayet kurbanları 3 farklı bölgede 3 farklı kuşaktan kadınlar, ancak hepsindeki ortak unsur, eşi veya ilişkide oldukları bir erkek tarafından katlediliş olmaları.

Cinayetlerin ikisi gündüz vakti, sokak ortasında işlenirken, biri, ülkenin güneyindeki kırsal kesimde yer alan bir kasabanın merkezinde, diğeri ise başkent Stockholm'un güneyindeki üniversite kenti Linkoping'de, bir otobüs garajında.

Stockholm'ün dar gelirlerin yaşadığı, yüksek katlı binalarla dolu dış mahallesi Flemingsberg'te bir kadın, 4 küçük çocuğuyla birlikte yaşadığı apartman dairesinde bıçaklandı. Cinayet şüphesiyle tutuklanan erkeğin, iyi tanıdığı biri olduğu belirtiliyor.

Her Yıl Ortalama 15 Kadın Katlediliyor

Suçluluğu Önleme Konseyinin 2020 yılı raporuna göre son 4 yıl içinde yılda ortalama 15 kadın eşleri ve yakınları tarafından katledildi. 2018 yılında 22, 2019 yılında 16 ve geçtiğimiz yıl 13 kadın eş veya erkek arkadaşları tarafından öldürüldü.

Ulusal Kadın Huzur Merkezi de (NCK), kadınlara yönelik şiddetin yarıya yakınının polise bildirildiğini açıkladı. Uzun süre uygulanan şiddet ve tehditten sonra kadınların katledildiklerine dikkat çekti.

NGeçen Yıl Polise 23 Bin 200 Şiddet Başvurusu Yapıldı

Suçluluğu Önleme Konseyi'nin (BRÅ) 2020 yılı raporuna göre polise 23 bin 200 kadına şiddet uygulandığı başvurusunda bulunuldu. 18 yaşından yukarı olan bu kadınların yüzde 80'i tanıdıkları erkeklerin şiddetine uğradı.

Katledilenlerin ve şiddete uğrayanların büyük çoğunluğunun öldürülmeden önce polis, psikiyatri, sosyal hizmet büroları ve sağlık kurumlarıyla ilişki kurdukları belirtiliyor.

Cinayetlerin Yüzde 75'i Kadınların Erkekleri Terk Etmek İstemesinden Sonra Gerçekleşti

Cinayetlerin yüzde 75'nin kadınların birlikte yaşadığı erkekleri terk etmek istemesinden sonra işlendiğine dikkat çekti.

Parlamento da birçok milletvekili, kadınlara karşı işlenen cinayetleri ve şiddeti ele alarak hükümetten önlem almasını istedi.

Avrupa’da ‘Kadına Şiddet’ Zirvede!

İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi ile Türkiye’de oluşturulmak istenen imaj ve algının aksine, birçok modern(!) Batı ülkesinde kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz oranları zirvede.

Bir yandan ekonomik krizlerle boğuşan, diğer taraftan siyasi çalkantılarla mücadele eden Batı dünyası, aynı zamanda toplumsal çöküşünü de yaşıyor. Avrupa’da artan şiddet olayları ile birlikte, kadın yönelik şiddet vakaları da hızla tırmanıyor. Fransa, Almanya ve İngiltere kadın cinayetlerinin en çok yaşandığı AB üyesi ülkeler.

Batılı ülkelerde gayrimeşru ilişkiler, son 50 yılın en üst seviyesine çıktı. İffet ve hâyâdan yoksun Avrupa’da, İzlanda, Estonya, İngiltere, İsveç ve Fransa gayrimeşru doğumların en fazla olduğu ülkeler sıralamasında ilk sıralarda yer aldı.

Avrupa'nın pek çok ülkesinde evlilik dışı, gayrimeşru olarak dünyaya gelen çocuk oranları yüzde 60'ların üzerine çıktı (İzlanda yüzde 70, Fransa yüzde 65, İngiltere yüzde 64, Bulgaristan yüzde 59). İskandinav ülkelerinde erkeklerin ilk evlilik yaş ortalaması 37'yi bulurken, kadınların ilk evlilik yaş ortalaması 34'lere çıktı. Aynı oran İspanya'da erkekler için 35, kadınlar için 34 yaşına dayandı.

Son birkaç yıldır evlilik oranlarının ciddi oranda düştüğü ABD’de de benzer bir durum söz konusu. Evli olmayan kadınların yüzde 40,3’ünün nikâhsız birliktelik sonucu çocuk sahibi olduğu Amerika’da geçtiğimiz yıl 1 milyon 600 bin evlilik dışı doğum gerçekleşti. Amerikalıların yüzde 39’u, evlilik kurumunu, “modası geçmiş”, “devrini doldurmuş” gibi sözcüklerle tanımlıyor. Tecavüz ve gayrimeşru ilişkileri meşrulaştıran dizi ve filmleriyle aile kurumunu parçalayan Batılı ülkelerde, “ahlaki buhran” gözler önüne seriliyor.