Hizb-ut Tahrir Türkiye, Gündemi Değerlendirdi
07 Kasım 2018

Hizb-ut Tahrir Türkiye, Gündemi Değerlendirdi

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, haftalık kamuoyu ve basın bilgilendirme toplantısında gündeme dair konularda açıklamalar yaptı. Anayasa Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir hakkında verdiği hak ihlali ve yeniden yargılama kararını değerlendirerek konuşmasına başlayan KAR, ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırımları iptal kararı ve İran yaptırımlarından Türkiye’yi muaf tutmasının arka planını, Uganda Büyükelçisi’nin 29 Ekim Resepsiyonu’nda Yunan mitolojik elbise giymesine yönelik tepkileri ve Merkez Bankası’nın Enflasyon raporunu değerlendirdi.

AYM’nin Hizb-ut Tahrir Kararı

Anayasa Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir hakkında verdiği hak ihlali ve yeniden yargılama kararını “AYM Hizb-ut Tahrir’e üye olmanın terör örgütüne üye olmak ile eş değer olmayacağına hükmetti.” şeklindeki değerlendiren Mahmut KAR şunları söyledi: “Bu karar, 2004’ten bugüne Hizb-ut Tahrir üyeleri hakkında yürütülen tüm yargılamalarda hak ihlalinin olduğunu da ortaya çıkarmış oldu. Bu sebeple önce kararın direk muhatabı olan Yılmaz ÇELİK’in sonra da yargı zulmüne maruz kalan diğer tüm kardeşlerimizin mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir.” Açıklamasında, Hizb-ut Tahrir’in asla bir terör örgütü olmadığını, amacının İslâmi hayatı başlatacak Râşidî Hilâfet’i ikame etmek, metodunun ise fikir ve siyasi çalışma ile sınırlı olduğunu ifade eden Kar, AYM’nin kararının haksız yere cezaevine konulan tüm mazlumların esaretten kurtulmasına vesile olmasını temenni ettiğini söyledi.

Yaptırım Kararları ve ABD Türkiye İlişkileri

ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım kararlarının iptali ve İran yaptırımlarından Türkiye’nin muaf tutulması hakkında konuşan Mahmut KAR, bu kararların iktidara yerel seçimler öncesinde hem siyasi hem de ekonomik olarak avantaj sağlama amacı taşıdığını uzun vadede ekonomik acı reçetenin yine halka yazılacağı gerçeğinin görülmesi gerektiğini söyledi.

Amerika ile Türkiye’nin ortak strateji ve hedef doğrultusunda hareket eden iki ülke olduğunu, bu ilişkilerde zaman zaman gerginlik yaşansa da aralarında kopmaz bir bağın bulunduğunu ifade eden Kar, sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD ile her seçim döneminde yaşanan gerginlik, kısa vadede iktidarın iç siyasette alacağı galibiyet için kurgulanmış bir tiyatrodan ibarettir. Bu gerginlik uzun vadede yerini dostluğa ve sıcak ilişkilere bırakır. Uluslararası toplantılarda sarmaş dolaş verilen pozlar, hem Suriye hem de Filistin meselesinde Amerikan çıkarları ve isteklerinin eksiksiz yerine getirilmesi bu hakikatin delilidir.”

Yunan’ın Kıyafetine Tepki, Düşüncesine Övgü Var?

Mahmut KAR açıklamalarında Uganda Büyükelçisi Sedef YAVUZALP ve Büyükelçilik kâtibinin 29 Ekim resepsiyonunda Yunan mitolojisini temsil eden elbiseler giymeleri sebebi ile Ankara’ya çağrılmalarına da değindi ve şu soruları yöneticilere sordu: “Büyükelçi aynı resepsiyona dekolteli bir elbise giyinerek katılmış olsaydı aynı tepkiler verilecek miydi? Hakkında soruşturma açılıp Ankara’ya çağrılacak mıydı? Kimse, ona ‘neden dekolte giyindin?’ diye soracak mıydı? Bu soruların cevabını verecek biri var mı?”

Kar konuşmasında 29 Ekim resepsiyonlarında demokrasiye, laikliğe ve cumhuriyete övgüler düzen yöneticilerin, Yunan elbisesi giydiği için Büyükelçi hakkında soruşturma başlatıp Ankara’ya çağırmalarını trajikomik bir durum olarak değerlendirdi ve şöyle dedi: “Nasıl ki Yunan mitolojisini temsil eden kıyafetlere tepki veriyorsak demokrasiye, laikliğe ve bunların nizamlarına da tümüyle öyle tepki vermeliyiz.”

Merkez Bankasının Enflasyon Raporu

Kamuoyu ve basın bilgilendirme toplantısında Merkez Bankası’nın son enflasyon raporu hakkında da değerlendirme yapıldı. MB Başkanı Murat ÇETİNKAYA’nın açıkladığı rakamların hiç gerçekçi olmadığını söyleyen Mahmut KAR, Başkan Çetinkaya’nın da selefleri gibi siyasi otoritenin emir ve talimatları doğrultusunda, onların istediği şekilde rakamlar ile oynadığını söyledi. Kar açıklamalarının sonunda enflasyon ile mücadele ve ekonomik krize çözüm olarak şu hususlara dikkat çekti:

“Türkiye’yi ve tüm insanlığı düşmüş olduğu çaresizlikten ve sömürüden kurtaracak, yoksulluğu ve fakirliği bitirecek yegâne ekonomik sistem, İslâm iktisat nizamıdır. İslâm iktisat nizamı gerçek bir kıymet olan altına dayalı para sistemi ile fiyat istikrarını koruyacak, Allah’ın haram kıldığı faiz gibi yol ve yöntemlere tevessül etmeyecek, haksız kazancın önüne geçecek. Malın, helal yoldan kazanımını, kullanımını ve dağıtımını temin edecektir. İslâm iktisat nizamı, vergi haydutluğu ile insanların sömürülmesinin de önüne geçecektir. Peki, İslâm iktisat nizamı nasıl tatbik edilecek? İşte bu nizamı tatbik edecek yegâne devlet Râşidî Hilâfet Devleti’dir.”